ÇOCUKLARIN DESTEK GÖRME YAŞLARI
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/700
K. 2017/4207
T. 22.5.2017
• MURİSİN İŞ KAZASI
SONUCU ÖLÜMÜNDEN DOĞAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Çocuğun Evlendiği ve Bu
Evliğinin Boşanma İle Sona Erdiği Sonrasında Yeniden Evlendiği ve Halen Evli
Olduğu - Davacı Çocuğun İlk Evli Kaldığı Tarihler Arasında Destekten Yararlanmadığı Kabul Edilerek
Bu Sürenin Hesaptan Dışlanacağı )
• MADDİ TAZMİNAT (
Murisin İş Kazası Sonucu Ölümünden Doğan - Çocuğun Evlendiği Boşandığı Sonra
Yeniden Evlendiği ve Halen Evli Olduğu/İkinci Evlilik Tarihinden İtibaren Destekten Çıktığı Kabul
Edilemeyeceği/Davacı Çocuğun İlk Evliliğine Dair Sürenin Hesap Harici
Bırakılarak Destek Tazminata Hükmedilesi Gerektiği )
• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( İş
Kazasından Kaynaklı - Çocuğun Evlendiği Bu Evliğinin Boşanmayla Sona Erdiği
Sonra Yeniden Evlendiği ve Halen Evli Olduğu/İkinci Evlilik Tarihinden
İtibaren Destekten Çıktığı
Kabul Edilemeyeceği/Davacı Çocuğun İlk Evliliğine Dair Sürenin Hesap Harici
Bırakılarak Tazminata Hükmedileceği )
ÖZET : Dava; murisinin iş
kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, nüfus kayıt örneğindeki bilgilere göre çocuğun evlendiği ve bu
evliğinin boşanma ile sona erdiği, sonrasında yeniden evlendiği ve halen evli
olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davacı çocuğun ilk
evli kaldığı tarihler arasında destekten yararlanmadığı
kabul edilerek bu sürenin hesaptan dışlanması gerekirken; ikinci evlilik
tarihinden itibaren destekten çıktığı
kabul edilerek yapılan hesabın hükme esas alınması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, hükme esas alınan
hesaptan, davacı çocuğun ilk
evliliğine dair sürenin hesap harici bırakılarak destek tazminata hükmetmekten
ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı
şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Davacılar, murisinin iş
kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde,
isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi
üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tespit edildi:
KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara,
kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplerle temyiz kapsam ve
nedenlerine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekillerinin tüm, davalı
vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının
reddine,
2- )Dava, 22.04.2010 tarihli iş kazası
sonucu sigortalının vefatı sebebiyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi
istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş lehine 82.544,57 TL
maddi ve 20.000 TL manevi, birleşen davada davacı çocuk lehine 3.803,77 TL
maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal
faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ölümün
iş kazası sonucu meydana geldiği ve ölümle sonuçlanan olayda sigortalının %50
oranında müterafik kusurunun bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık,
tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında
ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü,
iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, destek
görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, Sosyal
Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir
kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği
tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye
ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından
oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri
tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak
iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki
kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60
yaşına kadar ( aktif ) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar ( pasif
) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan ve asgari
ücretle her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş
görüşlerindendir.
Kuşkusuz, açıklanan zarar ve tazminatın
hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin destek süresinin işçinin bakiye ömrü
ile sınırlı olacağı, kural olarak, kız çocuklarının köyde oturmaları
halinde 18, kentte oturmaları durumunda ise 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının
ise 18 yaşına kadar destek görecekleri, ancak çocukların içinde bulundukları
koşullara göre, yüksek öğrenim görebileceklerinin kabulünün gerektiği hallerde 25
yaşına kadar destekten yararlandırılmalarının
gerekeceği açıktır.
Bununla beraber Dairemizin “2003/118 Esas,
2004/1079 Karar” sayılı ilamında da belirtildiği üzere evlenmenin işaret olunan
yaşlardan önce gerçekleşmesi halinde, varsayıma dayalı hesap yapılmayacağı ve
zarar hesabının desteğin evlenme tarihinde kesileceği kabul edilerek evlenme
tarihine kadar hesap yapılması gerektiği açıktır.
Somut olayda, nüfus kayıt örneğindeki
bilgilere göre çocuk İ., 'nın ilk kez 11.11.2011 tarihinde evlendiği ve bu evlliğinin
01.02.2013 tarihine boşanma ile sona erdiği, sonrasında 18.10.2014 tarihinde
yeniden evlendiği ve halen evli olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davacı çocuğun evli kaldığı
11.11.2011-01.02.2013 tarihleri arasında destekten yararlanmadığı
kabul edilerek bu sürenin hesaptan dışlanması gerekirken; ikinci evlilik tarihi
olan 18.10.2014 tarihinden itibaren destekten çıktığı
kabul edilerek yapılan hesabın hükme esas alınması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, hükme esas alınan
hesaptan, davacı çocuğun ilk
evliliğine dair sürenin hesap harici bırakılarak destek tazminata hükmetmekten
ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular
dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup
bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri
amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan
sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davalıya iadesine,
22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar
Yorum Gönder